Best Banka & Sigorta - Ekin Zihni - İş Portföy Araştırma Bölümü Uzmanı
Yılın ilk çeyreğinde büyük ölçüde iç talep destekli güçlü bir büyüme kaydeden Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekte hız kesti, üçüncü çeyreğin başında da bu hız kaybı devam etti. İkinci çeyrekte ortalama 48,5 değerini alan İstanbul Sanayi Odası imalat PMI temmuz ayında 47,2’ye geriledi ve sektördeki daralmanın derinleştiğini gösterdi. Ek olarak iç talebin gücünü yansıtan göstergeler de temmuzda zayıflamaya devam etti. Geçtiğimiz yılın temmuz ayındaki asgari ücret artışı, kurdaki yükseliş ve vergi artırımları nedeniyle aylık bazda oldukça yüksek bir enflasyon görülmüştü. Bu nedenle haziran ayında %71,6’ya inen yıllık enflasyon temmuz ayında bu lehte baz etkisinin desteğiyle %61,8’e düştü. Yıllık enflasyondaki gerilemenin yılın kalanında da devam etmesini ve yıl sonunda %44,5’e inmesini bekliyoruz. Enflasyonun ana eğilimine dair göstergelerde sınırlı iyileşme devam etse de TCMB’nin faiz indirimini değerlendireceği seviyeye henüz gelinmediğini düşünüyoruz. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) haziran ve temmuz aylarındaki toplantılarında politika faizini %50’de sabit tuttu. Faizin sabit tutulduğu diğer toplantılarda olduğu üzere karara gerekçe olarak parasal sıkılaşmanın gecikmeli etkileri gösterildi. Bu dönemde makro ihtiyati politika çerçevesini sadeleştiren adımlar atıldı. İlk olarak ihracatçıların TCMB’ye zorunlu döviz devir oranı %40’tan %30’a düşürüldü. Şirketlerin KKM’den elde ettikleri kambiyo kazançlarının kurumlar vergisinden muaf olması uygulaması sonlandırıldı, %0 olan dövizden dönüşümlü KKM’deki stopaj oranı vadelere göre değişecek şekilde %5 ila %7,5’e yükseltildi. Yabancı para kredilerdeki hızlanmayı frenlemek adına aylık büyüme sınırı aşağı yönlü revize edildi. TCMB’nin piyasadan yoğun döviz alımı ile sistemde oluşan TL likidite fazlasının sterilize edilmesi amacıyla ters swap işlemlerine başlanmasına karar verildi. Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s yaklaşık 10 yılın ardından Türkiye’nin kredi notunu 2 kademe artırdı. Not artırımına gerekçe olarak sıkı para politikası ve dış kırılganlıkların azalması gösterildi. Mayıs sonunda 45,4 milyar dolar olan net uluslararası rezervler temmuz sonunda 47,5 milyar dolara sınırlı şekilde yükseldi. Bu dönemde rezervlerdeki artış sınırlı kalsa da rezervlerin kompozisyonundaki iyileşme çok daha belirgindi. Haziran ayında yatırım algısının iyileşmesi adına uzun süredir gündemde yer alan Türkiye’nin FATF’nin (Mali Eylem Görev Gücü) gri listesinden çıkması da gerçekleşti. Portföy akımları açısından ilk etapta belirgin bir hızlanma yaratmayabileceğini, ancak yerli şirketlerin yurt dışı ile faaliyetleri, karşılıklı finansal aktarımlar ve genel risk algısı açısından oldukça olumlu bir gelişme olduğunu değerlendiriyoruz. Türkiye’nin kredi notunda artırımların devamını bekliyoruz.
Küresel bileşik PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) bu yılın ilk çeyreğindeki ortalama 52 değerinin ardından ikinci çeyrekte 53 değerini aldı ve aktivitede hızlanma olduğunu yansıttı. Küresel ekonomiye dair veriler imalat sektöründe zayıflık olduğunu, hizmet sektörünün ise sürükleyici konumunda kalmaya devam ettiğini gösteriyor. Fed haziran ayındaki toplantısında faizleri sabit tuttu ve komitenin bu yılın kalanı için faiz indirim beklentisini 3’ten 1’e indirdi. Temmuz ayının sonunda ise eylül ayındaki toplantı için ilk indirim sinyalini verdi. Bu toplantının ardından ABD’de istihdama yönelik açıklanan veriler istihdam piyasasında beklentilerden çok daha hızlı şekilde bozulmaya işaret etti ve Fed’in eylül için faiz indirim sinyaline karşın piyasalarda sıkı para politikasının ekonomi üzerindeki baskılayıcı etkisinin hissedildiği yönünde fiyatlandı. Fed’den bu yılın kalanı için piyasada beklenen faiz indirim miktarı 120 baz puanı dahi aştı. 31 Temmuz’daki Fed toplantısına kadar beklentiler içinde dahi yer almayan eylül ayı için 50 baz puanlık indirim fiyatlaması, ana beklentiye evrildi. Orta Doğu’da artan jeopolitik riskler nedeniyle altın yatırımcılar açısından güvenli liman olmayı sürdürdü ve ağustos ayı başında tarihi zirve seviyelerini test etti. ABD’de ekonomik aktivitede yavaşlama küresel ölçekte talep endişesini besleyerek petrol fiyatının da gerilemesine sebep oldu. Ayrıca ağustos ayı başında BoJ’un beklentilerden daha fazla sıkılaşması, hisse senedi ve kur piyasalarında endişeye yol açtı. Ek olarak ABD’de kasım ayındaki başkanlık seçimi de piyasaların odağında kaldı. ABD Başkanı Biden adaylıktan çekildiğini açıkladı ve başkan yardımcısı Harris başkan adayı oldu. Anketlerde Demokrat Parti’nin adayı olan Harris’in Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olan Trump’ın önünde olduğu gözleniyor.