Hande Şekerci - İş Portföy Araştırma Bölüm Müdürü
Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde yıldan yıla %5,7 büyüdü. Büyümenin kompozisyonundaki iyileşme devam etti. İç talebin büyümeye olan katkısı bir önceki çeyreğe kıyasla azalırken net dış talep 5 çeyreğin ardından ilk kez olmak üzere büyümeyi yukarı itti. Bu yılın ikinci çeyreği için üretim ve tüketime dair veriler ekonomik aktivitede yavaşlama sinyali veriyor. Biz bu hız kaybının yılın ikinci yarısında da devam edeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle bu yılın ilk çeyreğindeki büyüme momentumuna karşın yılın tamamı için reel GSYH artışı tahminimiz %3,4 seviyesinde. Yıllık enflasyon nisan ayında %69,8’e, mayıs ayında da %75,4’e yükseldi. Konutlarda doğal gaz kullanımına yönelik sübvansiyonun enflasyon üzerindeki etkileri mayıs ayı ile birlikte sona erdi ve TÜFE enflasyonu yıl içindeki zirvesini muhtemelen görmüş oldu. Yıllık enflasyonun haziranda yatay seyretmesini, temmuzdan itibaren düşmeye başlayarak bu seneyi %48 civarında sonlandırmasını bekliyoruz. Çekirdek enflasyonun halen göreli yüksek olması nedeniyle ilave parasal sıkılaşmaya ihtiyaç olup olmadığına dair haziran ayı enflasyon verisinin piyasanın odağında olacağını düşünüyoruz. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) nisan ve mayıs ayında politika faizini %50 seviyesinde sabit tuttu. Karara gerekçe olarak parasal sıkılaşmanın gecikmeli etkileri gösterildi. Bu dönemde parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek ve makroihtiyati politika setini sadeleştirmek için adımlar da atıldı. Kararlar genel olarak TL mevduatı destekleyici, KKM’den çıkışı hızlandırıcı yöndeydi. TCMB enflasyon görünümüne bağlı olarak ilave faiz artırımlarına ise kapıyı açık bıraktı. S&P 3 Mayıs’ta 11 yılın ardından ilk kez Türkiye’nin kredi notunu B’den B+’ya yükseltti, ilave not artırımlarının da olabileceğinin bir sinyali olarak görünümü pozitifte korudu. 3 büyük kuruluşun takviminde en yakın sırada 19 Temmuz ile Moody’s’in değerlendirmesi yer alıyor. Moody’s’in de not artırımı yapmasını bekliyoruz. Moody’s’in notu artırması halinde, Türkiye’nin 2012-2016 yılları arasında değerlendirildiği yatırım yapılabilir kademeye yeniden ulaşabilmesi için notun 4 kademe daha iyileşmesi gerekecek. Yabancı ilgisi nisan ve mayıs aylarında oldukça güçlüydü. Bu iki aylık süreçte hisse senedi, tahvil ve eurobond kanalıyla toplam giriş 6,9 milyar dolardı. Yurt içi yerleşikler de piyasada döviz arzı yaratacak şekilde YP hesaplarını azalttı. Bu dönemde TCMB yüklü döviz alımı yaparak hem rezervlerini seviye olarak yükseltti hem de rezervlerin kompozisyonu iyileşti. Mart sonunda 15,4 milyar dolar olan net uluslararası rezervler mayıs sonunda 45,4 milyar dolara çıktı. Haziran ayı sonunda Türkiye’nin FATF’in (Mali Eylem Görev Gücü) gri listesinden çıkması ihtimalinin güçlendiğine yönelik haber akışı mayıs ayında haberlerde yer alırken bu durumun genel risk algısı açısından olumlu yansımaları olabileceğini düşünüyoruz. Küresel bileşik PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) bu yılın ilk çeyreğindeki ortalama 52 değerinin ardından nisan-mayıs aylarında 53,1 değerini aldı ve aktivitede hızlanma olduğunu yansıttı. Aynı zamanda imalat ve hizmet sektörü arasındaki ayrışmanın da azalması büyümenin sürdürülebilirliği açısından önemliydi. Bu yılın ilk çeyreğinde piyasa beklentilerinin üzerinde kalan ABD’de yıllık enflasyon nisan ayında beklentilerle uyumlu açıklandı. Ancak ABD’de genel olarak büyümenin olumlu bir patikada ilerlemesi, enflasyonun da hedefin üzerinde kalması ile yılın tamamı için faiz indirim beklentileri hafifledi. Piyasa fiyatlamaları Fed’den yılın tamamı için 2 adet faiz indirimine işaret ederken, ABD’li ekonomistler ile yapılan anketler 1 adet faiz indirimi veya faizlerin değişmemesi gibi risklerin de canlı olduğunu gösterdi. Avrupa Merkez Bankası büyüme görünümünün daha zayıf olması ile haziran ayında 25 baz puanlık faiz indirimi yaptı. Nisan ayında küresel piyasalarda jeopolitik gerginlikler hâkim oldu. İran ve İsrail arasındaki gerginlik piyasaları riskten kaçış moduna itti ancak daha sonra bu gelişmenin piyasalar üzerindeki etkisi sınırlandı. Mayıs ayında özellikle ABD’de çip ve teknoloji sektörü şirketlerinin bilançolarının olumlu açıklanmasıyla hisse senetleri güçlüydü.
Guillaume Pitron’dan Alp Tümertekin’in çevirisiyle “Nadir Metaller Savaşı – Enerji Geçişinin ve Dijitalleşmenin Karanlık Yüzü” Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nda.
Finans ekosistemindeki inovasyon ve pazarlama başarılarını ödüllendiren Sardis Ödülleri’nde, İnovasyon kategorisinde eğitime daimî destek imkânı sunan EDU - İş Portföy TEV Eğitime Destek Serbest Fonumuz ile Gümüş Sardis Ödülü’nü almanın mutluluğunu yaşıyoruz. 🥈
Haber